Antakyalı iki depremzede kardeş Ankara’da kurdukları atölyeyle hayata tutundu.
Kahramanmaraş merkezli depremin yıkıma yol açtığı Hatay’ın Antakya ilçesinden Ankara’ya gelerek yerleşen Abdurrahman ve Ahmet Selami kardeşler, Ulus Anafartalar Caddesi’nde kurdukları atölyede ayakkabı parçası üreterek ailelerini geçindiriyor.
6 Şubat’taki depremlerden önce Antakya’da saya (ayakkabının yumuşak üst bölümü) üretimi yapan iki kardeş, afetin ardından başkente geldi. Ankara Umum Ayakkabıcılar ve Çantacılar Esnaf ve Sanatkarlar Odasının desteğiyle Ulus Anafartalar Caddesi’nde kendi atölyesini açan 22 yaşındaki Abdurrahman Selami ve 18 yaşındaki Ahmet Selami, üretime kaldıkları yerden devam etti. Yeni bir şehirde hayata tutunmaya çalışan iki kardeş, bir yandan da gelecek planları yapıyor.
Ahmet Selami, depreme ailesiyle Antakya’da yakalandığını söyledi. Enkazdan çıkan yakınları ve ailesiyle önce Osmaniye’ye gittiklerini, ardından da Ankara’ya geldiklerini belirten Selami, işlerine de burada devam ettiklerini dile getirdi.
Ahmet Selami, küçük yaşlardan beri ağabeyiyle saya üretimi yaptığını belirterek, Ankara’da kurdukları atölyede de bu işi sürdürdüklerini anlattı. Yeni bir şehre alışmaya çalıştıklarını vurgulayan Selami, “Yaklaşık üç haftadır Ankara’da kurduğumuz atölyede üretime devam ediyoruz. Yeni bir şehre alışmaya çalışıyoruz. Ben ağabeyimden öğrendiğim bu mesleğe devam ediyorum ama bir yandan da okuyup bilgisayar mühendisi olmak istiyorum.” dedi.
“Hayat Devam Ediyor”
Ağabey Abdurrahman Selami de deprem olduğu sırada İstanbul’da bulunduğunu söyledi. Afetin ardından Antakya’ya ailesini bulmaya gittiğini anlatan Selami, şöyle konuştu:
“Ailem Antakya’da depreme yakalandı. Ben İstanbul’da çalışıyordum. Deprem olduğu zaman Antakya’ya gittim. Ailemi bulduktan sonra Ankara’ya geldik. Burada üretim atölyesi kurduk, mesleğimiz olan saya üretimine devam ediyoruz. Saya ayakkabının üst bölümüdür. Parçaları alıp birleştiriyor, makinelerde dikiyoruz, sonra da ayakkabı üretim atölyelerine veriyoruz. Günde yaklaşık 30 çift saya üretiyoruz. Depremi yaşamak, başka bir şehre gelmek zor ama mecburuz. Hayat devam ediyor.”