“Tillo heriresi” geleneksel yöntemlerle yapılıyor

İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün başvurusu sonucu 17 Nisan’da “Tillo heriresi” adıyla Türk Patent ve Marka Kurumunca (TÜRKPATENT) tescillenerek coğrafi işaret belgesi alan üzüm pestili, kentte yetişen “bineytati” ve “sinceri” çeşidi üzümlerden yapılıyor.

İl Tarım ve Orman Müdürü Ergün Demirhan,  tarımsal faaliyetlerin yanında ürünlerin tescil edilmesine yönelik de çalışmaların sürdüğünü söyledi.

Başvuruları sonucu pestilin de “Tillo heriresi” adıyla tescillendiğini aktaran Demirhan, “Bu yıl Müdürlük olarak Siirt kuru ekmeği ile Tillo heriresi için tescil aldık. Kadim bir bağcılık geleneği olan ilimizde son yıllarda üzüm ve üzüm ürünlerine olan ilgi ve üretiminin yaygınlaşmasına yönelik çalışmalar artış gösteriyor. Ürünlerimizin tanınırlığı ve markalaşma açısından coğrafi işaret büyük önem taşımaktadır.” dedi.

Kentte 22 bin 500 dönüm alanda bağcılık faaliyetlerinin yapıldığını dile getiren Demirhan, Siirt Valiliğinin desteğiyle üreticilere 70 üzüm sıkma makinesi dağıtıldığını anlattı.

Bakır kazanlarda yapılıyor

İlçeye bağlı Sinep köyünde pestil üreten 75 yaşındaki Hilmi Sevinç, herire yapmayı büyükannesinden öğrendiğini, kendisinin de çocuk ve torunlarına aktardığını belirtti.

Köylerinde üretilen herirenin ilgi gördüğünü ifade eden Sevinç, “Daha önce evlerde tüketmek için yaptığımız herireyi son 20 yıldır piyasaya da sürüyoruz. Sinep’in heriresi meşhurdur. Beyaz üzümden yapıyoruz. Beyaz üzüm daha güzel olduğu için herireye parlaklık ve lezzet katıyor.” diye konuştu.

Sevinç, herireyi pişirdikleri bakır kazanın, bu ürüne ayrı bir lezzet kattığına dikkati çekti.

Metin Sevinç de herirenin tescillenmesinden duyduğu mutluluğu dile getirdi.

Sevinç, herirenin nasıl yapıldığını şu ifadelerle anlattı:

“Bağdan üzümü getirip sıkıyoruz. Şire haline getirdikten sonra kovalara doldurup bekletiyoruz. Sonra 3 saat kaynatıyoruz. Ardından suyunu alıp un ve beyaz toprakla mayalıyoruz. Mayayı kazana boşaltıyoruz, kaynadıktan sonra 1 saat 15 dakika ateşin üzerinde pişiriyoruz. Ne kadar kaynarsa o kadar güzel oluyor. Herire piştikten sonra tepsilere doldurup damlara bırakıyoruz, sabaha kadar damlarda kaldıktan sonra baklava gibi kesiyor sonra yeniden kurutmak üzere seriyoruz.”

Sevinç, herirenin geleneksel yöntemlerle yapıldığını ve oldukça sağlıklı olduğunu aktardı.