enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhpgüzel şeyler oluyoriyi şeyler oluyorankaraistanbulizmirhaber sitesigüncel haberler
DOLAR
34,0128
EURO
38,0032
ALTIN
2.827,75
BIST
9.975,61
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Hafif Yağmurlu
23°C
Ankara
23°C
Hafif Yağmurlu
Perşembe Az Bulutlu
24°C
Cuma Hafif Yağmurlu
23°C
Cumartesi Yağmurlu
18°C
Pazar Hafif Yağmurlu
20°C

ŞÜKÜR İYİLEŞTİRİR

29.03.2023 13:40
0
A+
A-

“Yürek Dede” kitabı Cahit Zarifoğlu’nun çocuklar ve gençler için yazdığı kitaplardandır. Ama kitap içerik olarak büyüklerin de okuyabileceği bir niteliktedir. Bir solukta okunabilecek olan kitapta, Yürek Dede dua ederken “Allah’ım bir ömür boyu, alnımı yerden kaldırmayıp, sana secde etsem sadece senin bana verdiğin şu gözün nuruna ve aydınlığına karşılık gelmez.” diye yakarmaktadır.

 

Görme duyusu, canlılara verilmiş en önemli nimetlerin başında gelmektedir. Yürek Dede, bize bunu en çarpıcı bir biçimde dile getirmiştir. Konuyla ilgili Amerika’da yaşanmış bir gerçek olayı aktarmak, nimetin kadrini bilmek adına, yerinde olacaktır. Habere göre gözlerinin teki görmeyen; diğer gözü ise az gören bir adam görmeyen gözünü iyileştirmek için ameliyat masasına yatar. Çok az olabilecek bir şey oluverir ve yanlışlıkla adamın az gören gözünü ameliyat ederler. Ameliyat sonunda talihsiz adamın gören gözü de kör olmuştur. Işığı tamamen yitiren adam dava açar ve davayı kazanır. Çok büyük tazminat kazanan bu adam dolar milyoneri olmuştur. Gazeteciler “Milyoner olmak nasıl bir duygu?” diye sorunca, artık görmeyen adam “Keşke gören gözüm olsaydı da ben parasız pulsuz olaydım.” demiştir.

 

 

İnsanoğlu görme duyusundan başkaca sayısız nimetle kuşatılmıştır. Allah’ın kullarına verdiği nimetleri burada saymakla bitiremeyiz. Ancak insanoğlu bu nimetlerin kadrini hakkıyla bilmemektedir. Bir balığın denizde yüzüp de denizi bilmediği gibi bizler de çoğu zaman bizleri çepeçevre kuşatmış olan nimetlerden habersiz bir şekilde yaşamaktayız. Ne zaman ki nimetler insanın elinden gider, o zaman kıymeti anlaşılmaya başlar.

 

“İnsan sahip olduklarının nankörü, sahip olmak istediklerinin kölesi, sahip olamadıklarının delisidir…” şeklinde bir darb-ı mesel vardır. Şu hayatta insanlar hep sahip olmadıklarına odaklanırken; sahip olduklarını görmemekte ve ihmal etmektedir. Bu aşırı düzeyde hırslı olma hali kişiyi mutlu etmemekte; bilakis bunalıma sürüklemektedir. Sürekli bir şekilde hazlarının peşinde koşarak onları tatmin etmeye çalışanlar, hayatlarını bu şekilde heba edip gitmektedirler. İstediklerini elde ettikten sonra, kısa süreliğine mutluluk yaşasalar da, çok fazla geçmeden tekrar bu acımasız çarkın içine düşmekte; mutsuzluk yaşamaya devam etmektedirler.

 

Bizlere onlarca kapı açıkken, kapalı olan kapılardan gözümüzü alamamaktayız.  “Neden bu kapı bana açık değil” diyerek kendimizi yıpratıp durmaktayız. Oysaki açık kapılardan geçmek ve gitmek mümkündür. Hayat yolunda ilerlerken bizler, açık kapılar için Allah’a çokça teşekkür etmeliyiz.

 

Yaşamlarında sahip olmadıklarına odaklanan ve bunun için hırslı davranan insanların, sürekli olarak bir şeylerin eksikliğini hissetmesi gayet doğaldır. Bu eksiklik duygusu, o kişileri yiyip bitirmeye yetebilmektedir.  Bu durum, bitmek bilmeyen mutsuzluk demektir. İnsanoğlu, çoğu zaman elinde olmayanlara sahip olduğunda, mutlu olacağını sanmaktadır ama öyle olmuyor ne yazık ki! Burada insanın Hz. Muhammed’in (SAS) “(Dünyalıkta) sizden aşağı olana bakınız! Sizden yüksek olana bakmayınız! Zira size lâyık olan, sizin üzerinizdeki Allah’ın nimetini hor görmemenizdir.” sözüne kulak vermek iyileştirici olacaktır. Manevi anlamda ise insan kendisinden üstün olana bakmalı ve kendini düzeltmek için yol aramalıdır.

 

Çokça şükür etmek, insan sağlığı için oldukça faydalıdır. Yapılan araştırmalarda şükür etmek, pozitif duyguları artırmakta ve böylece bağışıklık sistemini güçlendirmektedir. Şükrü sürekli hale getirmek, psikolojimize olumlu katkılar sunmaktadır. Şükreden insanların, olumlu davranışlar sergiledikleri görülmektedir. Böylece insanlar, hayatını daha anlamlı hale getirmekte ve hayatlarından zevk almaktadır. Olumlu duygularından artmasını sağlayan şükür, yaşanan üzüntüler ve acılar karşısında daha metanetli olmayı sağlamaktadır. Bütün bunlarla beraber, şükür sayesinde insanın stresi azalmakta ve yaşam kalitesi artmaktadır.

 

Günümüz dünyasında psikologlar, mutsuzluk girdabında debelenen yeni insana, şükür terapi ya da şükür egzersizleri uygulamaları yapmaktadır. Şükretmeyi unutmuş olan milyonlara, hayatlarından zevk alsınlar diye, şükür önerilmektedir. Bu konuda biz Müslümanlar ne kadar şükretsek azdır. Bizler Müslümanlar olarak, İlahi Kitabımız Kur’an ve Yüce Peygamberimizin bize bu konudaki tavsiyelerine uysak mesele bitiyor.

 

Allah Resulü “İnsana teşekkür edemeyen, Allah’a teşekkür edemez.” buyurmuştur. Teşekkür insandan başlamaktadır. Kişi kendisine yapılan bir iyilik karşısında nasıl ki minnet duygusuyla teşekkür ediyorsa, kendisine sayısız nimet veren Allah’a da çokça şükretmelidir.

 

Diyelim ki bir misafirlikteyiz. Ev sahibi çok güzel yemekler yapmış ve biz de yemekleri çok beğeniyoruz. Yedikten sonra “Elinize sağlık! Çok teşekkür ederim.” dediğimiz zaman, genellikle ev sahibinin “Devamı var! Bir daha ister misiniz?” diye teşekküre kayıtsız kalmadığı görülür. Yaratıcı için de durum çok farklı değildir. Sonsuz nimetler karşısında şükreden kullarına Yüce Allah “Eğer şükrederseniz, size olan nimetimi artırırım.” (İbrahim 7) diye buyrulduğu ayette kuluna: “Kulum devamı var. Daha ister misin?” diye söylemiş olur. Elindeki nimeti küçük görüp, hor bakanlara ise aynı ayette Rabbimiz: “Eğer nankörlük ederseniz, bilin ki azabım çok şiddetlidir.” şeklinde sert bir uyarı vermektedir.  Özlüce bu ayeti şöyle okumak yerinde olacaktır galiba: “Hakkıyla şükredersek nimetler artacaktır; nankörlük edersek ise nimetler azalacaktır.”

 

Şükür için birkaç öneride bulunarak yazıyı sonlandıralım: Hayatımızda olumlu olan şeyleri hatırlayalım. Bize bahşedilen nimetleri aklımıza getirelim. Gerekirse bunları tek tek yazalım. Yaşadığımız stresi azaltmak için pozitif konulara odaklanalım. Şikâyet edip, söylenmek yerine problem çözücü bir biçimde düşünmeyi denemek iyi gelecektir. Geçmişe dair, “keşkeleri” de bir tarafa bırakıp yeni sayfalar açalım. Son olarak sıkça şükür etmeyi alışkanlık haline getirelim.

Yazarın Diğer Yazıları
29.03.2023 13:26
29.03.2023 13:19
29.03.2023 13:02
31.03.2023 14:58
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.