“Ramazan ayı sabır ayı” derler. Bu ayda sadece açlığa susuzluğa tahammül sergilenmez; aynı zamanda gerginlik ve öfke gibi durumlara da sabredilir. Bu anlamda sahurdan iftara kadar geçen süre zarfında evde, iş yerinde, yolda, trafikte sabır göstermek gereklidir. İrade kontrolü için oldukça faydalı olan oruç, sabrı öğretmesi açısından da önemli bir ibadettir.
Bu mübarek ayda sabrı geliştirmek için kitap okumaları da yapılacaklar listesine eklenebilir. Çünkü okumak sabrı geliştiren bir özelliğe sahiptir. Normal zamanlarda dahi insanların kitap okurken uzun süreli okuyamadıklarını ve odaklanamadıklarını gözlemlemekteyiz. Hal böyle olunca ramazanda bu iş daha da zorlaşmaktadır.
Kitap okumak için sebat etmek sabrı geliştirir, diye söylenebilir. Nitelikli ve uzun süreli kitap okumak gerçekten sabır gerektirmektedir. Okuma eylemi zihinsel olarak aktif olmayı gerektiren, deyim yerindeyse insanı yoran bir eylemdir. Bu yönüyle ciddi sabır ve odaklanma gerektirmektedir. Okumaya yeni başlayan kişilerde çabuk yorulma ve bıkkınlık görülebilmektedir. Her gün istikrarlı bir şekilde okumak ve okuma süresini kademeli olarak arttırmak, beraberinde sabrı da geliştirecektir.
Okunan metinleri anlamak ve onların üzerine düşünmek zahmetli bir süreçtir. Okumak devamlı hale getirilip ve sabır gösterildiği takdirde hayatın bütününde sabrın kendisini göstereceğini söylenebilir. Yani sabır bir süreçtir ve öğrenilen bir olgudur. Konuya ilişkin olarak “Sabır iyileştirir” yazımızda, sabır konusu detaylı olarak anlatıldığı için burada kısaca değinmiş olundu.
Ramazan ayı ibadet ayı olduğu gibi, okuma ayıdır aynı zamanda. Bu ayda Müslümanlar yoğunlukla Kuran-ı Kerim okurlar. Yaygın bir şekilde kutsal kitabımızın bütünü bir ay içerisinde hatim edilmek suretiyle okunur. Buna mukabele denmektedir. Bu gelenek Hz. Muhammed (SAS) ile Vahiy Meleği Cebrail (AS) arasında, Ramazan ayında yapıldığı için Müslümanlar da bu ayda mukabele yapmaktadır. Bu ayda böylelikle Kuran-ı Kerim’i tekrarlar ve ona dair bilgilerimizi de tazeleriz.
Kur’an okumak iyileştirici bir özelliğe sahiptir. Keşke az da olsa sürekli olarak günlük okumalar yapabilsek. Ramazanlarda yapılan mukabelelerde “Kur’an yüzüne okunurken; onun anlamı neden okunmaz?” diye kendi kendime çok defa sormuşumdur. Kur’an’ın anlaşılması için neden bir çaba sarf edilmez, anlamış değilimdir. Gerek bireysel olarak yapılan mukabelelerde, gerekse camide cemaatle yapılan mukabelelerde yüce kitabımızın Arapça’sından sonra anlamı da okunsa oldukça iyi olacaktır. Kur’an’ın anlaşılması ve yaşanılması için gönderilen bir kitap olduğunu unutmamak gerekir.
Nitekim yüce kitabımızın iyileştirici olduğunu İsrâ Suresi 82. Ayette “Biz Kur’an’dan, mü’minler için şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz. Zalimlerin ise Kur’an, ancak zararını artırır.” ayetinde görmekteyiz. Aynı şekilde Fussilet Süresi 44. Ayette de “De ki o Kur’an inananlar için doğru yolu gösteren bir kılavuz ve şifadır.” şeklinde buyrulmuştur. Kur’an-ı Kerim’in şifa verici özelliğinin yanı sıra yol gösterici olduğu vurgulanmış ve hayatın her anında iyileştirici bir kitap olduğunun da altı çizilmiştir.
Ayetlerde ifade edildiği gibi Ramazan ayını manasına uygun olarak yaşamak ve bu anlamda okumalar yapmak –özellikle Kur’an- insanları manevi olarak rahatlatacaktır. Ramazan’ı vesile kılıp başkaca okumalar da yapılabilir. İslam’ın diğer temel kaynakları az da olsa, günlük olarak okunabilir mesela. Okunan ayetleri açıklayıcı metinler (tefsir) ve Peygamberimizin hayatı (siret) okunabilir. Büyük İslam âlimlerinin yazdığı kült eserler alınıp, okumalar yapılabilir. Böylece bu kutsal ay, daha iyi değerlendirilmiş olabilir.
Manevi tatmin düzeyinin ibadetlerle doruğa çıktığı Ramazanlar’da, yüce kitabımıza ek olarak yapılacak olan nitelikli okumalar, bizleri daha da mutlu kılacaktır. Hayata ve olaylara daha pozitif bakmamızı sağlayacak olan bu okumaları, sonraki aylarda da sabır göstererek sürdürebilirsek ne mutlu bizlere.
